Genel Sohbet Bitirmeye Değil Uzatmaya Oynuyoruz Tarzımız Bu Başkan!

Karagezgin

Council
Merhaba Arkadaşlar,
10-12 yol öncesinde Türkiyede sayılı forum vardı. Böyle hatrı sayılır muhabbetdönen. Ortam Samimiyetini yakalayan.
tabi bu forumlar şahsen benim eğlence mekanlarıma dönüşüyordu. Sevdiğim bir muhabbette bitmeyen öyküler. Herkes hikayeye minimum 50 karakterden oluşan bir katkı sağlıyor. Ve böylece hikaye herkesin kendi yönergesiyle dalından kpmuş bir yaprak gibi sağa sola savruluyor. Aradan biraz zaman geçince çok komik eğlenceli bir hikaye ortaya çıkmış oluyor.:))

Şimdi ben böyle bir denemeyi iştiraklerinizle başlatalım istedim.


Bitirmeye Değil Uzatmaya Oynuyoruz Tarzımız Bu Başkan!

Muhittin abi o gün berberini açmış her zamanki gibi gazetenin önce spor sayfalarını okuyabilmek adına, önündeki engel olan 3 sayfa haberlerine ait gazete yaprağını çeviriyordu. O sırada Dikkatini bir şey çekti.
 
Merhaba Arkadaşlar,
10-12 yol öncesinde Türkiyede sayılı forum vardı. Böyle hatrı sayılır muhabbetdönen. Ortam Samimiyetini yakalayan.
tabi bu forumlar şahsen benim eğlence mekanlarıma dönüşüyordu. Sevdiğim bir muhabbette bitmeyen öyküler. Herkes hikayeye minimum 50 karakterden oluşan bir katkı sağlıyor. Ve böylece hikaye herkesin kendi yönergesiyle dalından kpmuş bir yaprak gibi sağa sola savruluyor. Aradan biraz zaman geçince çok komik eğlenceli bir hikaye ortaya çıkmış oluyor.:))

Şimdi ben böyle bir denemeyi iştiraklerinizle başlatalım istedim.


Bitirmeye Değil Uzatmaya Oynuyoruz Tarzımız Bu Başkan!

Muhittin abi o gün berberini açmış her zamanki gibi gazetenin önce spor sayfalarını okuyabilmek adına, önündeki engel olan 3 sayfa haberlerine ait gazete yaprağını çeviriyordu. O sırada Dikkatini bir şey çekti.
Küçük bir haber gibi gözüküyordu aslında ama bilim kurgu evreninden fırlamış gibiydi. Muhittin abi tam o sırada bilim kurgu hakkında zerre bilgisi olmadığını hatırladı ve diğer sayfayı çevirdi. Karnını kaşımak için yeltendiği sırada sevgili eşi Kamuran'ın sesini duydu. "La Muhittin, şu telefona bak bi bak hele" diyordu o ses. Muhittin abi pek iplemedi llk başlarda ama Kamuran'ın sesi sürekli yükseliyordu "LA MUHİTTİNNNN". Çaresiz kalktı ve telefona yöneldi. Ekrandaki ismi görünce ...
 
Telefonda kimin aradığını gösteren hepi toplu 2 kelimelik bir isim bir anda nasıl olduysa başından aşağı kaynar su gibi döküldü. Oturduğu iskemble altından kayıyor, duvarlar üzerine geliyor ve daha şimdiden boncuk boncuk terliyordu.. 25 yıldır yakasını sıkmayan o son düğme onu darlıyor, o kolalı gömlek yakaları adeta omuzlarına batıyordu..
 
Telefonda kimin aradığını gösteren hepi toplu 2 kelimelik bir isim bir anda nasıl olduysa başından aşağı kaynar su gibi döküldü. Oturduğu iskemble altından kayıyor, duvarlar üzerine geliyor ve daha şimdiden boncuk boncuk terliyordu.. 25 yıldır yakasını sıkmayan o son düğme onu darlıyor, o kolalı gömlek yakaları adeta omuzlarına batıyordu..
30 yıl önceki o günü hatırlamıştı. Muhittin abi emekli bir ZİAİBA'ydı. Zombi İstilası Araştırma ve İnceleme Ajanı olarak tam 40 yılını vermişti. Bu sürecin büyük bir kısmı hatta tümü, oturarak ve Mario Puzo romanları okuyarak geçmişti, zira ne yazık ki hiç istila gerçekleşmemişti. 30 yıl önceki o gün, iş hayatı boyunca başına gelmiş tek olayımsıtak şeydi ve bunu paylaştığı tek kişi, o günden sonra ayrıldığı ortağıydı. 30 yıl sonra arıyor olması, hala telefonunu rehberde tutuyor olması kadar garipti.
 
30 yıl önceki o günü hatırlamıştı. Muhittin abi emekli bir ZİAİBA'ydı. Zombi İstilası Araştırma ve İnceleme Ajanı olarak tam 40 yılını vermişti. Bu sürecin büyük bir kısmı hatta tümü, oturarak ve Mario Puzo romanları okuyarak geçmişti, zira ne yazık ki hiç istila gerçekleşmemişti. 30 yıl önceki o gün, iş hayatı boyunca başına gelmiş tek olayımsıtak şeydi ve bunu paylaştığı tek kişi, o günden sonra ayrıldığı ortağıydı. 30 yıl sonra arıyor olması, hala telefonunu rehberde tutuyor olması kadar garipti.
Halbuki 5 yıldan beri hayat ne güzel geçip gidiyordu. Evliliklerinin ilk zamanlarında eşi Kamuranla gidemedikleri balayının telafisini yapmışlardı. Kaybettiklerine çok üzüldükleri halde babalarının yüklü mirasına konmuşlardı her ikisi de. Başkalarından emanet araba almak yerine kendi arabaları ile gidiyorlardı artık her yere. Hatta kiradan çıkıp kendi evlerinin sahibi olmuşlardı. Çocuklar büyüyüp serpilmişler, üstün başarılarla okullarını bitiriyorlardı. Başka başka bir sürü şey geçse de aklından, telefon halen çalıyordu ve artık bu telefona cevap vermek vakti gelmişti. Tedirgin bir sesle "Alo?" dedi. Karşıda kendinden emin, gür bir ses...
 
Halbuki 5 yıldan beri hayat ne güzel geçip gidiyordu. Evliliklerinin ilk zamanlarında eşi Kamuranla gidemedikleri balayının telafisini yapmışlardı. Kaybettiklerine çok üzüldükleri halde babalarının yüklü mirasına konmuşlardı her ikisi de. Başkalarından emanet araba almak yerine kendi arabaları ile gidiyorlardı artık her yere. Hatta kiradan çıkıp kendi evlerinin sahibi olmuşlardı. Çocuklar büyüyüp serpilmişler, üstün başarılarla okullarını bitiriyorlardı. Başka başka bir sürü şey geçse de aklından, telefon halen çalıyordu ve artık bu telefona cevap vermek vakti gelmişti. Tedirgin bir sesle "Alo?" dedi. Karşıda kendinden emin, gür bir ses...

''Başladı. Kaçın.''
Önce karşı taraf mı kapattı telefonu? Yoksa elinden düşürdüğü telefonla mı kesildi hat? bilemiyordu. Bilmek istediğinden de emin değildi. Gözü masada duran gazetesine ilişti. Daha az önce spor haberlerine ulaşmak için heyecan yaptığı gazete, şimdi sadece bir kağıt parçasıydı.
Gerçekten başlamış mıydı? Olabilir miydi?
Şaşkınlık ve panik anı geldiği hızla kayboldu. Sonuçta o bir ZİAİBA'ydı. Onca yıl bunun için eğitilmişti.
Evlilikleri boyunca Kamuran ilk kez Muhittin' in böyle konuştuğunu duydu.
 
''Başladı. Kaçın.''
Önce karşı taraf mı kapattı telefonu? Yoksa elinden düşürdüğü telefonla mı kesildi hat? bilemiyordu. Bilmek istediğinden de emin değildi. Gözü masada duran gazetesine ilişti. Daha az önce spor haberlerine ulaşmak için heyecan yaptığı gazete, şimdi sadece bir kağıt parçasıydı.
Gerçekten başlamış mıydı? Olabilir miydi?
Şaşkınlık ve panik anı geldiği hızla kayboldu. Sonuçta o bir ZİAİBA'ydı. Onca yıl bunun için eğitilmişti.
Evlilikleri boyunca Kamuran ilk kez Muhittin' in böyle konuştuğunu duydu.
"Kamuran, bodrumun anahtarını getir". Ağzından çıkmasıyla Kamuran'ın şoka girmesi arasında geçen süre, atom saatiyle bile ölçülemeyecek hızdaydı. Muhittin çoktan, yıllardır dolapta tozlanmaya bıraktığı takımını giymişti, Kamuran anahtarları getirdiğinde. Yavaş adımlarla sokak kapısından çıktı, bodruma doğru yöneldi. Şakir her zaman ki yerinde yatıyor ama hiç ses çıkartmıyordu. Göz göze geldiler ve Şakir yavaş hareketlerle sağ arka ayağını kaldırıp, emin bir şekilde kulağına doğru götürüp, sert hareketlerle kaşımaya başladı...
 
"Kamuran, bodrumun anahtarını getir". Ağzından çıkmasıyla Kamuran'ın şoka girmesi arasında geçen süre, atom saatiyle bile ölçülemeyecek hızdaydı. Muhittin çoktan, yıllardır dolapta tozlanmaya bıraktığı takımını giymişti, Kamuran anahtarları getirdiğinde. Yavaş adımlarla sokak kapısından çıktı, bodruma doğru yöneldi. Şakir her zaman ki yerinde yatıyor ama hiç ses çıkartmıyordu. Göz göze geldiler ve Şakir yavaş hareketlerle sağ arka ayağını kaldırıp, emin bir şekilde kulağına doğru götürüp, sert hareketlerle kaşımaya başladı...

Sonra bir anda gözü, sokağın ucunda görünen caddeye ilişti. Kaçışan, sağa sola savrulan insanlar görüyordu. Gidip gerçekten neler olduğunu öğrenmek için kendini zor tutuyordu. Evet! İşi buydu ama sağ eli bodrum kapısında titreyerek çaresiz gözlerle ona bakan bir de eşi vardı. Üstelik bu gibi durumlar için hiçbir hazırlıkları olmadığı gibi, uzun zamandır tatbik de etmemişlerdi. Muhittin, artık bir karar vermeliydi...
 
Sonra bir anda gözü, sokağın ucunda görünen caddeye ilişti. Kaçışan, sağa sola savrulan insanlar görüyordu. Gidip gerçekten neler olduğunu öğrenmek için kendini zor tutuyordu. Evet! İşi buydu ama sağ eli bodrum kapısında titreyerek çaresiz gözlerle ona bakan bir de eşi vardı. Üstelik bu gibi durumlar için hiçbir hazırlıkları olmadığı gibi, uzun zamandır tatbik de etmemişlerdi. Muhittin, artık bir karar vermeliydi...
Verdi de.
Silahın sesi sokakta yankılanırken, Kamuran kafatasının yarısı parçalanmış, kıvrım kıvrım beyin parçaları Şakir' e doğru uçarken bir çuval gibi yere yığıldı. Gözleri açıktı. Açık ama ifadesiz. Ne şaşkınlık, ne öfke, ne hayal kırıklığı.
Şakir, silahın sesine mi, üzerine sıçrayan beyin parçalarına mı irkildi bilinmez ama sıçradı ve hızla kalabalık caddeye doğru koşturdu.
Muhittin tereddütsüz arkasından ateş etti.
Artık yoklardı. Onca yıl her sabah gözünü açtığında gördüğü o iki can artık yoktu.
Pişmanlık hissetmedi. Biliyordu ki onlara iyilik yapmıştı.
Bodrumun kapısını açtı. Uzanıp tavandan sarkan ışığı yaktı...
 
Verdi de.
Silahın sesi sokakta yankılanırken, Kamuran kafatasının yarısı parçalanmış, kıvrım kıvrım beyin parçaları Şakir' e doğru uçarken bir çuval gibi yere yığıldı. Gözleri açıktı. Açık ama ifadesiz. Ne şaşkınlık, ne öfke, ne hayal kırıklığı.
Şakir, silahın sesine mi, üzerine sıçrayan beyin parçalarına mı irkildi bilinmez ama sıçradı ve hızla kalabalık caddeye doğru koşturdu.
Muhittin tereddütsüz arkasından ateş etti.
Artık yoklardı. Onca yıl her sabah gözünü açtığında gördüğü o iki can artık yoktu.
Pişmanlık hissetmedi. Biliyordu ki onlara iyilik yapmıştı.
Bodrumun kapısını açtı. Uzanıp tavandan sarkan ışığı yaktı...

Memuriyetinin ilk yıllarında tutkuyla hazırladığı tüm ekipmanları burada kilit altında tutuyordu. Uzun yıllar sonra ilk kez taşınırken açmıştı O kapıyı lakin kapının üçüncü açılışının bu denli yakın olacağını hiç düşünmemişti. Işığı açar açmaz eski bir yazı masasının üzerinde bulunan toz ve örümcek ağlarıyla kaplı rengi atmış ama henüz kırmızılığını koruyan eski telefona uzandı. Diğer yandan masanın çekmecesindeki küçük defteri çıkartıp tek eliyle sayfaları açmaya çalışıyordu. Orta sayfalara nizami bir biçimde kaydedilmiş dört telefon numarasından üçüncüsünü çevirmeye başladı. Uzun uzun çalan telefonu sonunda biri açtı...
 
Memuriyetinin ilk yıllarında tutkuyla hazırladığı tüm ekipmanları burada kilit altında tutuyordu. Uzun yıllar sonra ilk kez taşınırken açmıştı O kapıyı lakin kapının üçüncü açılışının bu denli yakın olacağını hiç düşünmemişti. Işığı açar açmaz eski bir yazı masasının üzerinde bulunan toz ve örümcek ağlarıyla kaplı rengi atmış ama henüz kırmızılığını koruyan eski telefona uzandı. Diğer yandan masanın çekmecesindeki küçük defteri çıkartıp tek eliyle sayfaları açmaya çalışıyordu. Orta sayfalara nizami bir biçimde kaydedilmiş dört telefon numarasından üçüncüsünü çevirmeye başladı. Uzun uzun çalan telefonu sonunda biri açtı...

“Merhaba canım. Ben eskort Berfin. Mesajın varsa sinyal sesinden sonra söyleyebilirsin şekerim. Öpüyoruum.”
Numaranın sahibinin o numarayı asla değiştirmeyeceğini bilen Muhittin, dava arkadaşı Muzaffer’in uzun süre önce vefat etmiş olduğunu bu şekilde öğrenmiş oldu ve listedeki son numarayı, yaşadığından emin olduğu kişiyi aramak üzere çevirdi...
 
“Merhaba canım. Ben eskort Berfin. Mesajın varsa sinyal sesinden sonra söyleyebilirsin şekerim. Öpüyoruum.”
Numaranın sahibinin o numarayı asla değiştirmeyeceğini bilen Muhittin, dava arkadaşı Muzaffer’in uzun süre önce vefat etmiş olduğunu bu şekilde öğrenmiş oldu ve listedeki son numarayı, yaşadığından emin olduğu kişiyi aramak üzere çevirdi...

"alo" dedi tedirgin bir ses. "ben muhittin. toparlanın..."
rick grimes elinden düşen ahizeye baktı. "başladı... toparlanın. başladı..." derinden gelen muhittin'in sesini dinledi bir süre. korkudan ensesindeki tüyler titrerken, "ben sadece bir bekçiyim" diyerek diz çöktü. bugüne kadar anlatılanlara bıyık altından güldüğü, asla gelmeyeceğini düşündüğü gün gelmişti. "buna hazır değilim" diye düşündü ve tekrarladı: "sadece bir bekçiyim."
 
"alo" dedi tedirgin bir ses. "ben muhittin. toparlanın..."
rick grimes elinden düşen ahizeye baktı. "başladı... toparlanın. başladı..." derinden gelen muhittin'in sesini dinledi bir süre. korkudan ensesindeki tüyler titrerken, "ben sadece bir bekçiyim" diyerek diz çöktü. bugüne kadar anlatılanlara bıyık altından güldüğü, asla gelmeyeceğini düşündüğü gün gelmişti. "buna hazır değilim" diye düşündü ve tekrarladı: "sadece bir bekçiyim."
İkizi Rorty hemen atıldı, sen sadece bekçisin ancak ben oyun kurucuyum. Birimiz ikimiz, ikimiz birimiz için, hadi toparla kendini. Kaybedecek vakit yok. Müteahhiti bulmalıyız bir an önce. O anda Rick bu zamana kadar dünya gözüyle yapamadığı şeyleri düşünüyor ve iç geçiriyordu, bu düşünceler içinde iken bile endişe ve korkusu azalmıyordu. Elini cebine atıp 7li paketten çıkardığı zirko-paladyum hapını içti. Gözleri büyüdü, nefes alışverişi yavaşladı. Rorty'ye dönüp, hazırım, artık ne olacaksa olsun dedi. Merdivenlerden koşarak teras katına çıkmaya başladılar.
 
İkizi Rorty hemen atıldı, sen sadece bekçisin ancak ben oyun kurucuyum. Birimiz ikimiz, ikimiz birimiz için, hadi toparla kendini. Kaybedecek vakit yok. Müteahhiti bulmalıyız bir an önce. O anda Rick bu zamana kadar dünya gözüyle yapamadığı şeyleri düşünüyor ve iç geçiriyordu, bu düşünceler içinde iken bile endişe ve korkusu azalmıyordu. Elini cebine atıp 7li paketten çıkardığı zirko-paladyum hapını içti. Gözleri büyüdü, nefes alışverişi yavaşladı. Rorty'ye dönüp, hazırım, artık ne olacaksa olsun dedi. Merdivenlerden koşarak teras katına çıkmaya başladılar.
Rorty, Rick'ten 1 dakika önce doğmuştu. Dolayısıyla Rorty abi, Rick kardeşti. Bu yaşa kadar birbirlerinden hiç ayrılmamışlardı. Aynı sınıflarda okumuşlar, aynı şeylerden zevk almışlar, hatta aynı kıza aşık olmuşlardı. İkisi de bu durumdan haberdardı ancak aralarında hiçbir sorun yoktu. Zaten kıza da hiçbir zaman açılmamışlardı, platonik aşktı onlarınki. Aynı hobilere ve aynı fobilere sahip olacak kadar ürkütücü ikizlerdi Rick ve Rorty. Bir tane bile arkadaşları yoktu. Nasıl olsundu ki? Fiziken muhteşem görünseler de fikren korkunçlardı. Kimse onlarla arkadaş olmaya cesaret edememişti, kendilerinin de arkadaş bulma gibi gayeleri olmamıştı hiç.
 
Geri
Üst